ABB

Akşener'den Erdoğan'a "Sinan Ateş" resti: Artık seçim yapma vaktin geldi!

POLİTİKA 01.02.2023 - 11:38, Güncelleme: 01.02.2023 - 11:38
 

Akşener'den Erdoğan'a "Sinan Ateş" resti: Artık seçim yapma vaktin geldi!

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesiyle ilgili seslendi. Akşener, "Bu alçakları bulmak senin vazifendir. Adaletin yerini bulmasını sağlamak senin boynunun borcudur. Aksi takdirde bu kan senin de eline bulaşır. Bu zamana kadar görmezden geldin, duymazdan geldin ama artık seçim yapma vaktin geldi." dedi.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in Ankara'nın göbeğinde suikasta kurban gitmesiyle ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çağrıda bulunan Akşener, "Bu zamana kadar görmezden geldin, duymazdan geldin ama artık seçim yapma vaktin geldi. Ya makamının hakkını verip bu alçaklığın karşısında dik duracaksın ya da katillerin karşısında boyun eğeceksin" diye konuştu. Akşener'in grup toplantısındaki konuşmasından satır başları şu şekilde; "14 Mayıs'a kadar her konuşmamda Sayın Erdoğan'a aynı soruyu soracağım. Sayın Erdoğan, 38 yaşındaki genç bir akademisyene, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı'na Ankara'nın göbeğinde kim suikast düzenledi? Sinan Ateş'e kim kıydı? Katiller nerede saklanıyor? "SÖYLE SİNAN ATEŞ'İN KATİLLERİ NEREDE?" Vicdana sığmayanı Türkiye'ye sığdıramazsın. Bu millet sana ne istediysen verdi, sense ucube bir sistemi başımıza bela ettin. "Ayağımda pranga var" dedin, "Tüm yetkiler benim olsun" dedin. Madem prangalardan kurtuldun söyle o zaman Sinan Ateş'in katilleri nerede? Katilleri kim saklıyor? "DEVLET CİNAYETİ ÖRTBAS ETME YERİ DEĞİLDİR" Sayın Erdoğan bu alçakları bulmak senin vazifendir. Adaletin yerini bulmasını sağlamak senin boynunun borcudur. Can almayı kendine hak gören alçaklar bu ülkede elini kolunu sallayarak dolaşamaz. Devlet cinayeti örtbas etme yeri değildir. Devlet, vicdanını yaralama yeri değildir. Sustun, görmezden geldin. Artık üzerine düşen bir seçim yapmaktır. Ya bu şehir eşkıyalarını görmezden gelmeye devam edeceksin ya üzerine gideceksin. Ya makamının hakkını verip bu alçaklık karşısında dik duracaksın ya da katillerin karşısında boyun eğeceksin. Seçimini yap Sayın Erdoğan. "GELİNEN NOKTADA EYT'Lİ KARDEŞLERİMİZİ PRİME TAKILDILAR" EYT kanun teklifi Meclisimize sunuldu. En başından beri EYT'li kardeşlerimizin sorununun çözümüne bir hak kaybının giderilmesi ve nesiller arası adaletin sağlanması olarak baktık. Mevcut teklifte zorunlu yaş sınırı kaldırılıyor. Bu sefer de aynı yasanın artırdığı prim ödeme gün sayısı değiştirilmiyor. İktidar kafa karıştırıcı açıklamalarla insanımızı bunun tersine inandırdı. Gelinen noktada EYT'li kardeşlerimiz prime takıldılar. Net şekilde bilgilendirmediğiniz için vatandaşlarımız borçlanmak için arabasını sattı, kredi çekti. Madem bizim çağrımız ve mücadelemizle harekete geçtiniz, çözüm önerimizi bütünüyle aldınız. Bu meseleden etkilenen bir başka kesim de staj ve çıraklık mağdurlarımız. Yazıktır, günahtır. Bu insanların haklarını niye vermiyorsunuz? Bunun için de önerge verdik. "İSRAFTA SÜPER LİGE DOĞRU GİDİYORUZ" Erdoğan 11 yıl önce 2023 vizyonunu açıklamıştı. O zaman dolar 1 lira 75 kuruştu. Bugün o vizyonun gerçekleşeceği söylenen 2023'e girdik. Dolar 18 lira 81 kuruş. Ahmaklığa ahmak demek bile siyasi yasak nedeni oldu. Mesela Sayın Erdoğan arge harcamalarında dünyada birinci lige çıkacağımızı söylemişti. 2023'te ARGE'de amatör lige düştük. Hakkını yemeyelim, yolsuzlukta birinci lige çıktık. Süper lige doğru gidiyoruz. İsrafta süper lige doğru gidiyoruz, enflasyonda dünya şampiyonluğuna oynuyoruz." YÜKSEK TEKNOLOJİ YATIRIMI Yüksek teknolojinin önemine vurgu yapan İYİ Parti lideri Akşener, “102 gün sonra, iktidar değişecek ama; sanayi ve teknoloji alanında, her geçen gün, geriye giden bir Türkiye gerçeğiyle, maalesef karşı karşıyayız. Elimizdeki veriler, rakiplerimizin ve dünyanın, gerisinde kaldığımızı gösteriyor. Dünya Bankası verilerine göre; 2014-2019 döneminde, çalışan başına, sanayi katma değerimiz, her yıl ortalama, yüzde 2,1 artmış. Ama aynı artış, dünyada ortalama yüzde 2,4, kendi gelir grubumuzda ise, ortalama yüzde 5,3 olmuş. 2011-2021 döneminde ise; toplam faktör verimliliği artışının, büyümemize katkısı, yüzde 12 olmuş. Oysa bu oran, Romanya’da yüzde 50, Bulgaristan’da yüzde 45, Polonya’daysa yüzde 27 olarak gerçekleşmiş. Peki, gelişmiş ülkelerle, gelişmekte olan ülkeler arasındaki, verimlilik farklarının nedeni nedir, biliyor musunuz? Büyük bir oranda, teknolojik gelişmelere uyum sağlayamamak. Mesela bir örnek vereyim: Kaç yıldır, ‘Sanayi 4.0’da öne çıkacağız’ diyorlar, değil mi? Peki, bu dönüşümün, kolaylaştırıcı faktörü olan, internet hızı ve altyapısında, ne durumdayız? Uluslararası verilere göre, sabit internet hızında, Aralık 2022 itibariyle; 178 ülke arasında, 106’ncı sırada yer alıyoruz. Rakip ülkeleri geçtim; Gelişmişlik abidesi, Nikaragua ve Ruanda’da bile, internet bizden hızlı…İşte size, Ak Parti iktidarının, ‘Sanayi 4.0’ hamlesi…” dedi. Yüksek teknolojinin önemine dikkat çeken Akşener şu ifadeleri kullandı: “Dünya Bankası verilerine göre; Dünyadaki toplam ihracatın yüzde 20’si, yüksek teknolojili ürünlerde gerçekleşiyor. Bizdeyse bu oran, 2007 yılında, yüzde 2,1 iken, 2021’de, yüzde 3,3 oldu…” diyen Akşener, “Şimdi elbette, ‘Burada büyük başarı var’ diyecek, AK Partili, havuz yorumcuları olabilir. Ama maalesef, işin aslı pek de öyle değil. Çünkü aynı dönemde, bu oran; Romanya’da yüzde 4,4’ten yüzde 11,5’e, Polonya’da yüzde 3,8’den yüzde 9,4’e, Çekya’da ise yüzde 15,2’den yüzde 20,3’e çıkmış.   Tarafsız Haber - Üretimlerinde, esaslı bir teknolojik dönüşüm yaşayan ülkeler, ileriye doğru bir sıçrama yaparken; AK Parti’nin, kendisine vizyoner yönetim anlayışıysa, bizi yarı yolda bırakmış.Peki bu duruma şaşırıyor muyuz?Maalesef şaşırmıyoruz.Çünkü bu sıçramayı yapabilmek için; işinin ehli, alanında uzman kadrolarla çalışmak gerekiyor.Ama biliyorsunuz ki, bizde böyle kadrolar yok. Onun yerine; Bay Kriz ve Nebati Bakan ikilisi gibi bir realite var… Hâlbuki; dünyanın, en güzel coğrafyasında yaşıyoruz. Dünyanın, en bereketli topraklarında yaşıyoruz. İmkânları ve kaynakları olan, zengin bir ülkeyiz. Çok büyük potansiyeli olan, güçlü bir ülkeyiz. Emin olun, Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok.Zengin, mutlu ve huzurlu bir Türkiye’nin önünde, tek bir engelimiz var:Bay Kriz ve beceriksizliğiyle, artık global bir marka haline gelen ekibi…Nitekim, bu yıldızlar karmasının liyakatli yönetiminde; rekabet endeksinde, 36 OECD ülkesi arasında, sonuncu sıradayız.Yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatında, dünyada 38’inci sıradayız.Küresel piyasalarda, yüksek teknoloji ürünlerinin oluşturduğu pazar, son 20 yılda, toplam pazarın, yüzde 35’ine ulaşarak, 15 trilyon dolara yükseldi. Ülkemizde ise, yüksek teknoloji ürünlerinin, ihracattaki payı, yüzde 3 seviyesinde kaldı. Yani bu oranla; Malezya, Polonya, Meksika, Peru gibi ülkelerin bile, gerisinde kaldık. Türkiye’nin, 15 trilyon dolarlık bu devasa pazarın, dışında kalması, tamamen Bay Kriz’in eseridir. Bu pazardan, yüzde 1 pay alabilseydik bugün, dış ticaret fazlası veren, zengin, müreffeh bir Türkiye’de yaşıyorduk. İşin en acı tarafı da nedir, biliyor musunuz? Türkiye, bu pazardan önemli bir pay almak için ihtiyacı olan her şeye sahipti. Ama ne yazık ki; Bay Kriz ve iktidarının vizyonsuzluğu, Türkiye’ye, 20 yıl kaybettirdi. Mesela; Polonya, kaynaklarını, yüksek teknoloji üretmek için kullanırken; Bay Kriz, yandaşlarının, cebini doldurmak için kullandı…Mesela; Güney Kore, yüksek teknoloji üreten, üniversitelere, araştırma merkezlerine, yatırım yaparken; Bay Kriz, yandaşlarıyla, rant projeleri kovalama derdindeydi… Mesela; Hollanda, tarım teknolojilerine, yatırım yaparken; Bay Kriz, yurt dışından, et ve buğday ithal etmekle meşguldü. Türkiye teknoloji yarışında, her gün daha da geriye düşerken; Bay Kriz, tarihi eşeleyip, geçmiş kavgaları, körüklemenin peşindeydi. İşte bu ibretlik vizyonsuzluğun sonucunu, bugün hepimiz çekiyoruz: Bugün, 600 milyar dolarlık, yarı iletken pazarından, Türkiye’nin aldığı pay, sıfır! 150 milyar dolarlık, led panel pazarından, Türkiye’nin aldığı pay sıfır! 8 trilyon dolarlık, bilişim sektöründen, Türkiye’nin aldığı pay, binde birin altında! 120 milyar dolarlık, pil endüstrisinden Türkiye’nin aldığı pay, sıfıra yakın! Türkiye’nin, katma değeri olmayan ürünler satarak, zenginleşme şansı yok.Bu bir gerçek. Yabancılara konut satarak zenginleşemeyiz. Fason tekstil üretimi ile zenginleşemeyiz. İthalata dayalı, montaj hatları ile zenginleşemeyiz. Taklit ürünler üreterek, zenginleşemeyiz.Bu topraklardan; yüksek teknoloji üreten, dünya markaları çıkarmadan, maalesef zenginleşemeyiz! Türkiye’nin zenginleşmesi; kaynaklarını, potansiyelini, harekete geçirerek mümkündür!Üreterek, gencine, kadınına istihdam sağlayarak mümkündür! Yüksek teknoloji ürünleri geliştirip, ihraç ederek mümkündür! Rekabetçiliği, değeri düşük Türk Lirası üzerinden değil; katma değeri yüksek bir ürün gamı üzerinden, kurgulayarak mümkündür! Sürdürülebilir bir kalkınma programını, hayata geçirerek mümkündür! Ez cümle; Türkiye’nin büyümesi, zenginleşmesi ve gelişmesi, 21’inci yüzyılın değer setlerini yakalayıp; Cumhuriyet’in ikinci asrında, Türkiye’de yaşatarak mümkündür! İYİ Parti’nin, sanayi politikalarından daha önce de, yine bu kürsüde bahsettim. Tüm politika yapıcıların; farklı sektörlerin; firmaların, çalışanların; yani, ekosistemin, tüm bileşenlerinin uyum içinde çalışmasını, hedeflediğimizi söyledim. Kalkınma perspektifimizin merkezine, inovasyonu ve yatay politikaları, aldığımızdan bahsettim. Sektörleri ayırmak yerine, her sektörde rekabetçi olmamızı ve rekabetçi kalmamızı sağlayacak, yetkinlikleri geliştirmeyi, amaçladığımızı vurguladım. Ayrıca; geçen sene mart ayında düzenlediğimiz, Kalkınma Kongremizin, 3’üncü oturumunda; sanayi ve teknolojik dönüşüm alanındaki, eylem planımızın, detaylarını da, kamuoyuyla paylaştık. Kalkınma Politikaları Başkanımız, Ümit Özlale o günkü sunumunda sanayi ve teknolojik dönüşümle, doğrudan ilgili, 59 eylem ve projemizi sundu. Mesela: Emlak-Sanayi modelimiz…Mesela; ARF Enstitülerimiz… Mesela; Engin Arık Topluluğu projemiz… Mesela; Yatırım İzleme ve Destekleme Sistemimiz…Mesela; Kuzey-Güney Demiryolu ve Lojistik Ticaret Merkezleri projelerimiz… Mesela; Teknoloji Kampüslerimiz…Mesela; İkinci şans okullarımız… Mesela; Dijital Göçebe Vizesi projemiz…Mesela; Yeni nesil ekonomik bölgelerde çalışacak, nitelikli personel için, gelir vergisinden, tam muafiyet gibi; istihdam çözümlerimiz… Mesela; Çevik kamu teşvik ve destekleri yaklaşımımız…Mesela; Sanayide çevresel dönüşüm ve mekânsal planlama çözümlerimiz… Ve daha nicesi… Tüm bunları neden hatırlattım? Çünkü İYİ Parti olarak biz; ‘Türkiye, her alanda, stratejisinin merkezine, kalkınmayı koymalıdır’ diyoruz. Çünkü, bizim için; kalkınma demek; üretim demektir, istihdam demektir. Çünkü, bizim için; kalkınma demek; insanımızın zengin, hanelerimizin mutlu, gençlerimizin, umutlu olması demektir.Çünkü, bizim için; kalkınma demek; Atatürk’ümüzün, büyük vizyonunun anahtarı demektir! Türkiye, bölgesel olarak, çok avantajlı bir konumda. Ancak, Sayın Erdoğan’ın, ekonomideki, fantastik deneyleri; demokrasiden uzak, siyaset anlayışı; ve devlet yönetiminde, vasatlığı kurumsallaştıran, liyakat alerjisi; kalkınmamızı engelleyen, en büyük faktör olmaya, maalesef devam ediyor. Bugün, ihracatımızın, 255 milyar dolara gelmesi; Sayın Erdoğan’ın sayesinde değil; Sayın Erdoğan’a rağmen olmuştur. "14 MAYIS'TAN SONRA HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK" Yani biz, 14 Mayıs’ta sadece Sayın Erdoğan’ı emekli etmeyeceğiz. Aynı zamanda, özgür bir Türkiye’nin de, önünü açacağız. Hukukun işlediği, adil bir Türkiye’nin de önünü açacağız. İnişli çıkışlı bir devri kapatıp, istikrarlı bir ekonominin de temellerini atacağız. Yatırımların önündeki, tüm engelleri de, hızla, 100 gün içinde, ortadan kaldıracağız.Ve Türkiye’yi bir yatırım üssüne çevireceğiz. 14 Mayıs, güçlü ve zengin bir Türkiye’nin, ilk adımları olacak! 14 Mayıs, özgür ve demokratik bir Türkiye’nin, kırılan zincirleri olacak! 14 Mayıs, milletimizin evindeki, ocağındaki, gönlündeki huzurun, başlangıcı olacak! Hiç merak etmeyin; 14 Mayıs’tan sonra, her şey çok İYİ, her şey çok güzel olacak! "
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesiyle ilgili seslendi. Akşener, "Bu alçakları bulmak senin vazifendir. Adaletin yerini bulmasını sağlamak senin boynunun borcudur. Aksi takdirde bu kan senin de eline bulaşır. Bu zamana kadar görmezden geldin, duymazdan geldin ama artık seçim yapma vaktin geldi." dedi.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in Ankara'nın göbeğinde suikasta kurban gitmesiyle ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çağrıda bulunan Akşener, "Bu zamana kadar görmezden geldin, duymazdan geldin ama artık seçim yapma vaktin geldi. Ya makamının hakkını verip bu alçaklığın karşısında dik duracaksın ya da katillerin karşısında boyun eğeceksin" diye konuştu.

Akşener'in grup toplantısındaki konuşmasından satır başları şu şekilde;

"14 Mayıs'a kadar her konuşmamda Sayın Erdoğan'a aynı soruyu soracağım. Sayın Erdoğan, 38 yaşındaki genç bir akademisyene, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı'na Ankara'nın göbeğinde kim suikast düzenledi? Sinan Ateş'e kim kıydı? Katiller nerede saklanıyor?

"SÖYLE SİNAN ATEŞ'İN KATİLLERİ NEREDE?"

Vicdana sığmayanı Türkiye'ye sığdıramazsın. Bu millet sana ne istediysen verdi, sense ucube bir sistemi başımıza bela ettin. "Ayağımda pranga var" dedin, "Tüm yetkiler benim olsun" dedin. Madem prangalardan kurtuldun söyle o zaman Sinan Ateş'in katilleri nerede? Katilleri kim saklıyor?

"DEVLET CİNAYETİ ÖRTBAS ETME YERİ DEĞİLDİR"

Sayın Erdoğan bu alçakları bulmak senin vazifendir. Adaletin yerini bulmasını sağlamak senin boynunun borcudur. Can almayı kendine hak gören alçaklar bu ülkede elini kolunu sallayarak dolaşamaz. Devlet cinayeti örtbas etme yeri değildir. Devlet, vicdanını yaralama yeri değildir. Sustun, görmezden geldin. Artık üzerine düşen bir seçim yapmaktır. Ya bu şehir eşkıyalarını görmezden gelmeye devam edeceksin ya üzerine gideceksin. Ya makamının hakkını verip bu alçaklık karşısında dik duracaksın ya da katillerin karşısında boyun eğeceksin. Seçimini yap Sayın Erdoğan.

"GELİNEN NOKTADA EYT'Lİ KARDEŞLERİMİZİ PRİME TAKILDILAR"

EYT kanun teklifi Meclisimize sunuldu. En başından beri EYT'li kardeşlerimizin sorununun çözümüne bir hak kaybının giderilmesi ve nesiller arası adaletin sağlanması olarak baktık. Mevcut teklifte zorunlu yaş sınırı kaldırılıyor. Bu sefer de aynı yasanın artırdığı prim ödeme gün sayısı değiştirilmiyor. İktidar kafa karıştırıcı açıklamalarla insanımızı bunun tersine inandırdı. Gelinen noktada EYT'li kardeşlerimiz prime takıldılar. Net şekilde bilgilendirmediğiniz için vatandaşlarımız borçlanmak için arabasını sattı, kredi çekti. Madem bizim çağrımız ve mücadelemizle harekete geçtiniz, çözüm önerimizi bütünüyle aldınız. Bu meseleden etkilenen bir başka kesim de staj ve çıraklık mağdurlarımız. Yazıktır, günahtır. Bu insanların haklarını niye vermiyorsunuz? Bunun için de önerge verdik.

"İSRAFTA SÜPER LİGE DOĞRU GİDİYORUZ"

Erdoğan 11 yıl önce 2023 vizyonunu açıklamıştı. O zaman dolar 1 lira 75 kuruştu. Bugün o vizyonun gerçekleşeceği söylenen 2023'e girdik. Dolar 18 lira 81 kuruş. Ahmaklığa ahmak demek bile siyasi yasak nedeni oldu. Mesela Sayın Erdoğan arge harcamalarında dünyada birinci lige çıkacağımızı söylemişti. 2023'te ARGE'de amatör lige düştük. Hakkını yemeyelim, yolsuzlukta birinci lige çıktık. Süper lige doğru gidiyoruz. İsrafta süper lige doğru gidiyoruz, enflasyonda dünya şampiyonluğuna oynuyoruz."

YÜKSEK TEKNOLOJİ YATIRIMI

Yüksek teknolojinin önemine vurgu yapan İYİ Parti lideri Akşener, “102 gün sonra, iktidar değişecek ama; sanayi ve teknoloji alanında, her geçen gün, geriye giden bir Türkiye gerçeğiyle, maalesef karşı karşıyayız. Elimizdeki veriler, rakiplerimizin ve dünyanın, gerisinde kaldığımızı gösteriyor. Dünya Bankası verilerine göre; 2014-2019 döneminde, çalışan başına, sanayi katma değerimiz, her yıl ortalama, yüzde 2,1 artmış. Ama aynı artış, dünyada ortalama yüzde 2,4, kendi gelir grubumuzda ise, ortalama yüzde 5,3 olmuş. 2011-2021 döneminde ise; toplam faktör verimliliği artışının, büyümemize katkısı, yüzde 12 olmuş. Oysa bu oran, Romanya’da yüzde 50, Bulgaristan’da yüzde 45, Polonya’daysa yüzde 27 olarak gerçekleşmiş. Peki, gelişmiş ülkelerle, gelişmekte olan ülkeler arasındaki, verimlilik farklarının nedeni nedir, biliyor musunuz? Büyük bir oranda, teknolojik gelişmelere uyum sağlayamamak. Mesela bir örnek vereyim: Kaç yıldır, ‘Sanayi 4.0’da öne çıkacağız’ diyorlar, değil mi? Peki, bu dönüşümün, kolaylaştırıcı faktörü olan, internet hızı ve altyapısında, ne durumdayız? Uluslararası verilere göre, sabit internet hızında, Aralık 2022 itibariyle; 178 ülke arasında, 106’ncı sırada yer alıyoruz. Rakip ülkeleri geçtim; Gelişmişlik abidesi, Nikaragua ve Ruanda’da bile, internet bizden hızlı…İşte size, Ak Parti iktidarının, ‘Sanayi 4.0’ hamlesi…” dedi.

Yüksek teknolojinin önemine dikkat çeken Akşener şu ifadeleri kullandı:

“Dünya Bankası verilerine göre; Dünyadaki toplam ihracatın yüzde 20’si, yüksek teknolojili ürünlerde gerçekleşiyor. Bizdeyse bu oran, 2007 yılında, yüzde 2,1 iken, 2021’de, yüzde 3,3 oldu…” diyen Akşener, “Şimdi elbette, ‘Burada büyük başarı var’ diyecek, AK Partili, havuz yorumcuları olabilir. Ama maalesef, işin aslı pek de öyle değil. Çünkü aynı dönemde, bu oran; Romanya’da yüzde 4,4’ten yüzde 11,5’e, Polonya’da yüzde 3,8’den yüzde 9,4’e, Çekya’da ise yüzde 15,2’den yüzde 20,3’e çıkmış.

 

Tarafsız Haber - Üretimlerinde, esaslı bir teknolojik dönüşüm yaşayan ülkeler, ileriye doğru bir sıçrama yaparken; AK Parti’nin, kendisine vizyoner yönetim anlayışıysa, bizi yarı yolda bırakmış.Peki bu duruma şaşırıyor muyuz?Maalesef şaşırmıyoruz.Çünkü bu sıçramayı yapabilmek için; işinin ehli, alanında uzman kadrolarla çalışmak gerekiyor.Ama biliyorsunuz ki, bizde böyle kadrolar yok. Onun yerine; Bay Kriz ve Nebati Bakan ikilisi gibi bir realite var…

Hâlbuki; dünyanın, en güzel coğrafyasında yaşıyoruz. Dünyanın, en bereketli topraklarında yaşıyoruz. İmkânları ve kaynakları olan, zengin bir ülkeyiz. Çok büyük potansiyeli olan, güçlü bir ülkeyiz. Emin olun, Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok.Zengin, mutlu ve huzurlu bir Türkiye’nin önünde, tek bir engelimiz var:Bay Kriz ve beceriksizliğiyle, artık global bir marka haline gelen ekibi…Nitekim, bu yıldızlar karmasının liyakatli yönetiminde; rekabet endeksinde, 36 OECD ülkesi arasında, sonuncu sıradayız.Yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatında, dünyada 38’inci sıradayız.Küresel piyasalarda, yüksek teknoloji ürünlerinin oluşturduğu pazar, son 20 yılda, toplam pazarın, yüzde 35’ine ulaşarak, 15 trilyon dolara yükseldi. Ülkemizde ise, yüksek teknoloji ürünlerinin, ihracattaki payı, yüzde 3 seviyesinde kaldı. Yani bu oranla; Malezya, Polonya, Meksika, Peru gibi ülkelerin bile, gerisinde kaldık.

Türkiye’nin, 15 trilyon dolarlık bu devasa pazarın, dışında kalması, tamamen Bay Kriz’in eseridir. Bu pazardan, yüzde 1 pay alabilseydik bugün, dış ticaret fazlası veren, zengin, müreffeh bir Türkiye’de yaşıyorduk. İşin en acı tarafı da nedir, biliyor musunuz? Türkiye, bu pazardan önemli bir pay almak için ihtiyacı olan her şeye sahipti. Ama ne yazık ki; Bay Kriz ve iktidarının vizyonsuzluğu, Türkiye’ye, 20 yıl kaybettirdi.

Mesela; Polonya, kaynaklarını, yüksek teknoloji üretmek için kullanırken; Bay Kriz, yandaşlarının, cebini doldurmak için kullandı…Mesela; Güney Kore, yüksek teknoloji üreten, üniversitelere, araştırma merkezlerine, yatırım yaparken; Bay Kriz, yandaşlarıyla, rant projeleri kovalama derdindeydi… Mesela; Hollanda, tarım teknolojilerine, yatırım yaparken; Bay Kriz, yurt dışından, et ve buğday ithal etmekle meşguldü. Türkiye teknoloji yarışında, her gün daha da geriye düşerken; Bay Kriz, tarihi eşeleyip, geçmiş kavgaları, körüklemenin peşindeydi.

İşte bu ibretlik vizyonsuzluğun sonucunu, bugün hepimiz çekiyoruz: Bugün, 600 milyar dolarlık, yarı iletken pazarından, Türkiye’nin aldığı pay, sıfır! 150 milyar dolarlık, led panel pazarından, Türkiye’nin aldığı pay sıfır! 8 trilyon dolarlık, bilişim sektöründen, Türkiye’nin aldığı pay, binde birin altında! 120 milyar dolarlık, pil endüstrisinden Türkiye’nin aldığı pay, sıfıra yakın! Türkiye’nin, katma değeri olmayan ürünler satarak, zenginleşme şansı yok.Bu bir gerçek. Yabancılara konut satarak zenginleşemeyiz. Fason tekstil üretimi ile zenginleşemeyiz. İthalata dayalı, montaj hatları ile zenginleşemeyiz.

Taklit ürünler üreterek, zenginleşemeyiz.Bu topraklardan; yüksek teknoloji üreten, dünya markaları çıkarmadan, maalesef zenginleşemeyiz! Türkiye’nin zenginleşmesi; kaynaklarını, potansiyelini, harekete geçirerek mümkündür!Üreterek, gencine, kadınına istihdam sağlayarak mümkündür! Yüksek teknoloji ürünleri geliştirip, ihraç ederek mümkündür! Rekabetçiliği, değeri düşük Türk Lirası üzerinden değil; katma değeri yüksek bir ürün gamı üzerinden, kurgulayarak mümkündür! Sürdürülebilir bir kalkınma programını, hayata geçirerek mümkündür! Ez cümle; Türkiye’nin büyümesi, zenginleşmesi ve gelişmesi, 21’inci yüzyılın değer setlerini yakalayıp; Cumhuriyet’in ikinci asrında, Türkiye’de yaşatarak mümkündür!

İYİ Parti’nin, sanayi politikalarından daha önce de, yine bu kürsüde bahsettim. Tüm politika yapıcıların; farklı sektörlerin; firmaların, çalışanların; yani, ekosistemin, tüm bileşenlerinin uyum içinde çalışmasını, hedeflediğimizi söyledim. Kalkınma perspektifimizin merkezine, inovasyonu ve yatay politikaları, aldığımızdan bahsettim. Sektörleri ayırmak yerine, her sektörde rekabetçi olmamızı ve rekabetçi kalmamızı sağlayacak, yetkinlikleri geliştirmeyi, amaçladığımızı vurguladım. Ayrıca; geçen sene mart ayında düzenlediğimiz, Kalkınma Kongremizin, 3’üncü oturumunda; sanayi ve teknolojik dönüşüm alanındaki, eylem planımızın, detaylarını da, kamuoyuyla paylaştık. Kalkınma Politikaları Başkanımız, Ümit Özlale o günkü sunumunda sanayi ve teknolojik dönüşümle, doğrudan ilgili, 59 eylem ve projemizi sundu. Mesela: Emlak-Sanayi modelimiz…Mesela; ARF Enstitülerimiz… Mesela; Engin Arık Topluluğu projemiz… Mesela; Yatırım İzleme ve Destekleme Sistemimiz…Mesela; Kuzey-Güney Demiryolu ve Lojistik Ticaret Merkezleri projelerimiz… Mesela; Teknoloji Kampüslerimiz…Mesela; İkinci şans okullarımız… Mesela; Dijital Göçebe Vizesi projemiz…Mesela; Yeni nesil ekonomik bölgelerde çalışacak, nitelikli personel için, gelir vergisinden, tam muafiyet gibi; istihdam çözümlerimiz… Mesela; Çevik kamu teşvik ve destekleri yaklaşımımız…Mesela; Sanayide çevresel dönüşüm ve mekânsal planlama çözümlerimiz… Ve daha nicesi…

Tüm bunları neden hatırlattım? Çünkü İYİ Parti olarak biz; ‘Türkiye, her alanda, stratejisinin merkezine, kalkınmayı koymalıdır’ diyoruz. Çünkü, bizim için; kalkınma demek; üretim demektir, istihdam demektir. Çünkü, bizim için; kalkınma demek; insanımızın zengin, hanelerimizin mutlu, gençlerimizin, umutlu olması demektir.Çünkü, bizim için; kalkınma demek; Atatürk’ümüzün, büyük vizyonunun anahtarı demektir! Türkiye, bölgesel olarak, çok avantajlı bir konumda. Ancak, Sayın Erdoğan’ın, ekonomideki, fantastik deneyleri; demokrasiden uzak, siyaset anlayışı; ve devlet yönetiminde, vasatlığı kurumsallaştıran, liyakat alerjisi; kalkınmamızı engelleyen, en büyük faktör olmaya, maalesef devam ediyor. Bugün, ihracatımızın, 255 milyar dolara gelmesi; Sayın Erdoğan’ın sayesinde değil; Sayın Erdoğan’a rağmen olmuştur.

"14 MAYIS'TAN SONRA HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK"

Yani biz, 14 Mayıs’ta sadece Sayın Erdoğan’ı emekli etmeyeceğiz. Aynı zamanda, özgür bir Türkiye’nin de, önünü açacağız. Hukukun işlediği, adil bir Türkiye’nin de önünü açacağız. İnişli çıkışlı bir devri kapatıp, istikrarlı bir ekonominin de temellerini atacağız. Yatırımların önündeki, tüm engelleri de, hızla, 100 gün içinde, ortadan kaldıracağız.Ve Türkiye’yi bir yatırım üssüne çevireceğiz. 14 Mayıs, güçlü ve zengin bir Türkiye’nin, ilk adımları olacak! 14 Mayıs, özgür ve demokratik bir Türkiye’nin, kırılan zincirleri olacak! 14 Mayıs, milletimizin evindeki, ocağındaki, gönlündeki huzurun, başlangıcı olacak! Hiç merak etmeyin; 14 Mayıs’tan sonra, her şey çok İYİ, her şey çok güzel olacak! "

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tarafsizhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.