ABB
Hami KOÇ
Köşe Yazarı
Hami KOÇ
 

İNGİLTERE’de BİR ZİYARET ZİNCİRİ ve HATIRLATTIKLARI

Yıllar önce İngiltere'nin en başarılı okullarından Ethon College ve Abby School'u arkadaşlarımla ziyaret ettik. İlk önce Eton College’a gittik. 1441 yılında Kral VI. Henry tarafından kurulan okulda sadece erkek öğrenciler vardı. Ve hepsi yatılı okuyordu. Türk öğrenci olup olmadığını sorduğumda bir tane olduğunu söylediler ve bizi görüştürdüler. Eren’nin babası tanıdık çıktı, ülkemizde tanınan bir siyasetçi bürokrat. Bu okulu ziyaretimizde şu an bürokrasinin en üste seviyesinde görevde olan iki akademisyen dostumuz da bizimle beraberdi.. Okula girerken, çimenlere uzanmış geyik yapan veya gitar çalan gençler göreceğimi zannetmiştim. Çünkü yurt dışı eğitim firmalarının gönderdiği broşürlerde hep böyle manzaralar görmüştüm. Ama okula girdiğimizde hiç böyle bir ortamla karşılaşmadık. Öğrenciler asker gibiydi. Teneffüs saatinde bile alçak bir ses tonuyla konuşarak etrafta geziniyorlardı. Hepsinin yüzünde büyük bir ciddiyet vardı. Okulu gezdiren yetkili, bu okulun mezunları arasında birçok başbakan, aristokrat ve bilim adamı olduğunu söyledi. Okul koridorlarından geçerken ses çıkarmamak için büyük gayret sarf ettik. Ve hep fısıltıyla konuştuk. Daha sonra Abbey School’a gittik. Bu okul da 1887 yılında kurulmuş bir kız lisesiydi. Sadece kızların gittiği bu okulun 1200 öğrencisi vardı. Ortam yine benzerdi. Okulun geneline büyük bir ciddiyet hâkimdi. Okul müdürü ülke genelinde not ortalaması en yüksek öğrencilerin o okuldan çıktığını büyük bir gururla anlattı. Bir ara, bizde kızlara özel lise yok…, sizde bu konuda kamuoyunun bakışı nedir? diye sorduğumda: Burası kızlar için kurulmuş bir okul, istemeyen çocuğunu bu okula vermez, hem başkasına ne, gibi ifadelerde bulunmuştu.. Okul müdîresine: “İngiltere eğitim broşürlerinde, hep bir parti havası var. Ama burada hiç öyle bir ortam yok” dedim gülerek. Kadın, “O broşürler genelde yabancı öğrenciler için hazırlanıyor. Dışarıdan gelen öğrenciler öyle bir ortam istiyorlar demek ki” dedi. Sonra da “Biz bu okullara zaten pek yabancı öğrenci almıyoruz. Burası Birleşik Krallığın geleceğine önemli insanlar yetiştirmek için var” diye de ekledi.  Canım sıkıldı. Sonraki yıllarda Amerika’da, Almanya’da, İtalya’da  ve İspanya’da okul ziyaretlerimiz oldu. Ülke çapında başarılı olan okullarda yine benzer bir ciddiyet hâkimdi. Bu okul gezilerinde şunu çok iyi anladım. Gençlere kendi ülkelerinin geleceğiyle ilgili bir misyon yüklemediğiniz zaman, gereksiz ne var ne yok yükleniyorlar. Hatta gereken şuur verilmediği zaman, öğrenci bilgiyi de bir yük olarak taşıyor. Hâl böyle olunca öğrenilen bilgiler insanı bir adım öteye taşıyamıyor.  Not: Fotoğraflar Eton College ve bahçesinden. Huzurlu başarılı bir hafta diliyorum…
Ekleme Tarihi: 19 Ocak 2024 - Cuma

İNGİLTERE’de BİR ZİYARET ZİNCİRİ ve HATIRLATTIKLARI

Yıllar önce İngiltere'nin en başarılı okullarından Ethon College ve Abby School'u arkadaşlarımla ziyaret ettik. İlk önce Eton College’a gittik. 1441 yılında Kral VI. Henry tarafından kurulan okulda sadece erkek öğrenciler vardı. Ve hepsi yatılı okuyordu.

Türk öğrenci olup olmadığını sorduğumda bir tane olduğunu söylediler ve bizi görüştürdüler. Eren’nin babası tanıdık çıktı, ülkemizde tanınan bir siyasetçi bürokrat. Bu okulu ziyaretimizde şu an bürokrasinin en üste seviyesinde görevde olan iki akademisyen dostumuz da bizimle beraberdi..

Okula girerken, çimenlere uzanmış geyik yapan veya gitar çalan gençler göreceğimi zannetmiştim. Çünkü yurt dışı eğitim firmalarının gönderdiği broşürlerde hep böyle manzaralar görmüştüm. Ama okula girdiğimizde hiç böyle bir ortamla karşılaşmadık.
Öğrenciler asker gibiydi. Teneffüs saatinde bile alçak bir ses tonuyla konuşarak etrafta geziniyorlardı. Hepsinin yüzünde büyük bir ciddiyet vardı.

Okulu gezdiren yetkili, bu okulun mezunları arasında birçok başbakan, aristokrat ve bilim adamı olduğunu söyledi. Okul koridorlarından geçerken ses çıkarmamak için büyük gayret sarf ettik. Ve hep fısıltıyla konuştuk.

Daha sonra Abbey School’a gittik. Bu okul da 1887 yılında kurulmuş bir kız lisesiydi. Sadece kızların gittiği bu okulun 1200 öğrencisi vardı. Ortam yine benzerdi. Okulun geneline büyük bir ciddiyet hâkimdi. Okul müdürü ülke genelinde not ortalaması en yüksek öğrencilerin o okuldan çıktığını büyük bir gururla anlattı. Bir ara, bizde kızlara özel lise yok…, sizde bu konuda kamuoyunun bakışı nedir? diye sorduğumda:
Burası kızlar için kurulmuş bir okul, istemeyen çocuğunu bu okula vermez, hem başkasına ne, gibi ifadelerde bulunmuştu..

Okul müdîresine: “İngiltere eğitim broşürlerinde, hep bir parti havası var. Ama burada hiç öyle bir ortam yok” dedim gülerek.

Kadın, “O broşürler genelde yabancı öğrenciler için hazırlanıyor. Dışarıdan gelen öğrenciler öyle bir ortam istiyorlar demek ki” dedi. Sonra da “Biz bu okullara zaten pek yabancı öğrenci almıyoruz. Burası Birleşik Krallığın geleceğine önemli insanlar yetiştirmek için var” diye de ekledi. 

Canım sıkıldı.

Sonraki yıllarda Amerika’da, Almanya’da, İtalya’da  ve İspanya’da okul ziyaretlerimiz oldu. Ülke çapında başarılı olan okullarda yine benzer bir ciddiyet hâkimdi.

Bu okul gezilerinde şunu çok iyi anladım. Gençlere kendi ülkelerinin geleceğiyle ilgili bir misyon yüklemediğiniz zaman, gereksiz ne var ne yok yükleniyorlar. Hatta gereken şuur verilmediği zaman, öğrenci bilgiyi de bir yük olarak taşıyor.

Hâl böyle olunca öğrenilen bilgiler insanı bir adım öteye taşıyamıyor. 

Not: Fotoğraflar Eton College ve bahçesinden.
Huzurlu başarılı bir hafta diliyorum…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tarafsizhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.