Neşe Yıldız
Köşe Yazarı
Neşe Yıldız
 

Kadın Olmak: Sessizlikte Yankılanan Güç

Bir önceki yazımda kadınların toplumdaki sessiz varlığından söz etmiştim. Şimdi ise o sessizliğin içinde yankılanan gerçek gücü birlikte keşfetmeye devam ediyoruz. Her sabah sessizce uyanan, kimseyi rahatsız etmeden evi toparlayan, çocuğunu okula hazırlayan, işe yetişen ya da evde tenceresini kaynatan bir kadın… Belki de bir selam beklemeden selam veren, bir teşekkür beklemeden el uzatan bir kadın. Onun sesi, çoğu zaman duyulmaz. Ama yok sayıldığında, eksikliği her yeri çınlatır. Kadın olmak, çoğu zaman görünmeden görünmeyi bilmektir. Gülümsemeyi sürdürürken içten içe ağlamayı bilmek… Sessizce fedakârlık yaparken, yüreğinde dağlar taşımaktır. Toplumun koyduğu rollerin içine sıkışmadan, yine de herkese yer açmaya çalışmaktır. Bu sessizlik zayıflık değil, güçlü bir duruşun adıdır. Çünkü kadın, sabrın, sevginin ve direncin sessiz yankısıdır. O yankı bazen bir annenin ninnisinde, bazen bir kız çocuğunun umutlu bakışında, bazen bir kadının susarak verdiği binlerce cevaptadır. Toplum, kadının sadece söylediklerine değil, söylemediklerine de kulak vermeyi öğrendiğinde; işte o zaman gerçek bir değişim başlar. Çünkü bazen en güçlü ses, hiç konuşmadan da duyulur. Bu yazıyı okuyan kadın, lütfen sessizliğini kocaman bir güç olarak taşıdığını unutma… Ve bu satırları okuyan adam, sessiz kalan bir kadının aslında ne çok şey söylemeye çalıştığını anla. Kalemimden kalbine…
Ekleme Tarihi: 29 May 2025 - Thursday

Kadın Olmak: Sessizlikte Yankılanan Güç

Bir önceki yazımda kadınların toplumdaki sessiz varlığından söz etmiştim. Şimdi ise o sessizliğin içinde yankılanan gerçek gücü birlikte keşfetmeye devam ediyoruz. Her sabah sessizce uyanan, kimseyi rahatsız etmeden evi toparlayan, çocuğunu okula hazırlayan, işe yetişen ya da evde tenceresini kaynatan bir kadın… Belki de bir selam beklemeden selam veren, bir teşekkür beklemeden el uzatan bir kadın. Onun sesi, çoğu zaman duyulmaz. Ama yok sayıldığında, eksikliği her yeri çınlatır. Kadın olmak, çoğu zaman görünmeden görünmeyi bilmektir. Gülümsemeyi sürdürürken içten içe ağlamayı bilmek… Sessizce fedakârlık yaparken, yüreğinde dağlar taşımaktır. Toplumun koyduğu rollerin içine sıkışmadan, yine de herkese yer açmaya çalışmaktır. Bu sessizlik zayıflık değil, güçlü bir duruşun adıdır. Çünkü kadın, sabrın, sevginin ve direncin sessiz yankısıdır. O yankı bazen bir annenin ninnisinde, bazen bir kız çocuğunun umutlu bakışında, bazen bir kadının susarak verdiği binlerce cevaptadır. Toplum, kadının sadece söylediklerine değil, söylemediklerine de kulak vermeyi öğrendiğinde; işte o zaman gerçek bir değişim başlar. Çünkü bazen en güçlü ses, hiç konuşmadan da duyulur. Bu yazıyı okuyan kadın, lütfen sessizliğini kocaman bir güç olarak taşıdığını unutma… Ve bu satırları okuyan adam, sessiz kalan bir kadının aslında ne çok şey söylemeye çalıştığını anla. Kalemimden kalbine…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tarafsizhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.