Her sabah yeni bir haberle uyanıyoruz… Bir kadının daha hayattan koparıldığını, bir çocuğun daha sessiz çığlıklar içinde kaybolduğunu okuyoruz satır aralarında. Alışmak ne mümkün! Ama ne yazık ki kanıksamaya başladık bu karanlığı. Oysa bu sessizlik, bu kabulleniş, bizi insanlığımızdan uzaklaştırıyor. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet, sadece bireyleri değil, toplumu çürüten bir yaradır. Bir kadına atılan tokat, bir çocuğun gözlerinden eksilen ışıltı; geleceğimizden çalınan umutlardır aslında. Şiddet yalnızca fiziksel değildir; aşağılamak, susturmak, korkutmak da birer şiddet biçimidir. Ve biz bu sessiz şiddeti çoğu zaman duymuyoruz, görmezden geliyoruz, hatta bazen “aile meselesidir” diyerek üzerini örtüyoruz. Ama suskun kalmak, suça ortak olmaktır. Her çığlığı duymak, her gözyaşını görmek, her yaşanmışlığı sahiplenmek zorundayız. Çünkü kadın da, çocuk da bizim en kutsal emanetimizdir. Peki, ne yapmalı? Öncelikle, şiddetin “bir sorun” olduğunu kabul etmekle başlamalıyız. Eğitimle, farkındalıkla, hukukun üstünlüğüyle mücadele etmeliyiz. Kadını koruyan yasaları uygulamakla kalmamalı, onları geliştirmeliyiz. Çocuklara güvenli alanlar sunmalı, istismarın üzerini örtmeye çalışan değil. Sevgiyle kalın.
NURAN YILMAZ'IN KALEMİNDEN
Her sabah yeni bir haberle uyanıyoruz… Bir kadının daha hayattan koparıldığını, bir çocuğun daha sessiz çığlıklar içinde kaybolduğunu okuyoruz satır aralarında. Alışmak ne mümkün! Ama ne yazık ki kanıksamaya başladık bu karanlığı. Oysa bu sessizlik, bu kabulleniş, bizi insanlığımızdan uzaklaştırıyor. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet, sadece bireyleri değil, toplumu çürüten bir yaradır. Bir kadına atılan tokat, bir çocuğun gözlerinden eksilen ışıltı; geleceğimizden çalınan umutlardır aslında. Şiddet yalnızca fiziksel değildir; aşağılamak, susturmak, korkutmak da birer şiddet biçimidir. Ve biz bu sessiz şiddeti çoğu zaman duymuyoruz, görmezden geliyoruz, hatta bazen “aile meselesidir” diyerek üzerini örtüyoruz. Ama suskun kalmak, suça ortak olmaktır. Her çığlığı duymak, her gözyaşını görmek, her yaşanmışlığı sahiplenmek zorundayız. Çünkü kadın da, çocuk da bizim en kutsal emanetimizdir. Peki, ne yapmalı? Öncelikle, şiddetin “bir sorun” olduğunu kabul etmekle başlamalıyız. Eğitimle, farkındalıkla, hukukun üstünlüğüyle mücadele etmeliyiz. Kadını koruyan yasaları uygulamakla kalmamalı, onları geliştirmeliyiz. Çocuklara güvenli alanlar sunmalı, istismarın üzerini örtmeye çalışan değil. Sevgiyle kalın.
Ekleme
Tarihi: 29 May 2025 - Thursday
NURAN YILMAZ'IN KALEMİNDEN
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(4)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
Gonca altun
(28.05.2025 10:20 -
#278)
Karanlık dünyaya ışık ol Nuran başkanım
Halil Çelik
(28.05.2025 11:39 -
#279)
Çok didaktik ve faydalı bir yazı bu tür yazıların çoğalması ve topluma yön vermesi globalleşen dünyada birçok olumlu yönlerin topluma kazandırılmasını sağlar.
Cuma bağlayan helal olsun sana nuray'ım
(01.06.2025 04:26 -
#284)
Helal olsun sana nuray'ım
Birgulgrsel
(22.06.2025 21:21 -
#320)
Bir kaleme bu kadar güzel yakışır bu güzel yazı eline emeğine yüreğine sağlık Nuray yılmaz