Türkiye’de sendikacılık, ne yazık ki asli amacından koparılmaya çalışılıyor. İşçinin hakkını savunması gerekenler, bugün işverenlerin gölgesinde, koltuklarını koruamanın derdiyle hareket eden yapılara dönüşmüş durumda. İşçinin alın teriyle büyüyen bu kurumlar, artık işçiye değil, kendi koltuklarına hizmet ediyor.
Sendikal İhanet
Bir sendikanın görevi, toplu sözleşme masasında işçinin hakkını almak, işverene karşı dimdik durmaktır. Ama görüyoruz ki bazı sendikalar masaya sadece imza atmak için oturuyor. Hak talep etmek yerine işçiye dayatılanı kabul ediyorlar. Üyelerinden toplanan aidatlar ise işçinin değil, sendika ağalarının çıkarlarına harcanıyor.
İşçi mutfağında yangın varken, bu sendika yöneticilerinin lüks içinde yaşaması en büyük ihanettir. İşçinin alın teriyle beslenip işçiye sırt çevirmek, emek tarihine kara bir leke olarak yazılacaktır.
Susarak Hak Alınmaz
Her gün raflara yeni zamlar gelirken, faturalar katlanırken, maaşlar eriyip giderken; işçinin yanında olması gerekenler nerede? Susuyorlar, çünkü korkuyorlar. Çünkü koltuklarını kaybetmekten başka bir dertleri yok. İşçiyi savunmayan, emeği korumayan bu anlayış sendikacılık değil; açıkça işçi düşmanlığıdır.
İşçinin Gücü Uyanınca…
Unutulmasın: İşçi örgütlenirse, işçi kenetlenirse, hiçbir güç karşısında duramaz. Bugün işçiyi susturmak için kurulan tüm düzenler, yarın işçinin uyanışıyla çökecektir. Tarih göstermiştir ki; emeğe ihanet eden sendikacılar bir gün kendi üyelerinin vicdanında mahkûm olur.
Gerçek Sendikacılık
Gerçek sendikacılık, masa başında susmak değil; işçinin hakkı için gerekirse masayı devirmektir. Gerçek sendikacılık, aidatla beslenmek değil; işçinin ekmeğine ekmek katmaktır. Gerçek sendikacılık, patronun yanında değil, işçinin yanında olmaktır.
Bugün kamuoyu bilmelidir: İşçinin umudu satılık değildir. Hak mücadelesi birileri için koltuk, makam, çıkar kapısı değildir. Emek; onurdur, haysiyettir. Ve bu onuru kimse çiğneyemez!
Lider Büro-Sen Genel Başkanı Fatih DEMİREL
İşçinin Umudu Satılık Değildir!
Türkiye’de sendikacılık, ne yazık ki asli amacından koparılmaya çalışılıyor. İşçinin hakkını savunması gerekenler, bugün işverenlerin gölgesinde, koltuklarını koruamanın derdiyle hareket eden yapılara dönüşmüş durumda. İşçinin alın teriyle büyüyen bu kurumlar, artık işçiye değil, kendi koltuklarına hizmet ediyor.
Sendikal İhanet
Bir sendikanın görevi, toplu sözleşme masasında işçinin hakkını almak, işverene karşı dimdik durmaktır. Ama görüyoruz ki bazı sendikalar masaya sadece imza atmak için oturuyor. Hak talep etmek yerine işçiye dayatılanı kabul ediyorlar. Üyelerinden toplanan aidatlar ise işçinin değil, sendika ağalarının çıkarlarına harcanıyor.
İşçi mutfağında yangın varken, bu sendika yöneticilerinin lüks içinde yaşaması en büyük ihanettir. İşçinin alın teriyle beslenip işçiye sırt çevirmek, emek tarihine kara bir leke olarak yazılacaktır.
Susarak Hak Alınmaz
Her gün raflara yeni zamlar gelirken, faturalar katlanırken, maaşlar eriyip giderken; işçinin yanında olması gerekenler nerede? Susuyorlar, çünkü korkuyorlar. Çünkü koltuklarını kaybetmekten başka bir dertleri yok. İşçiyi savunmayan, emeği korumayan bu anlayış sendikacılık değil; açıkça işçi düşmanlığıdır.
İşçinin Gücü Uyanınca…
Unutulmasın: İşçi örgütlenirse, işçi kenetlenirse, hiçbir güç karşısında duramaz. Bugün işçiyi susturmak için kurulan tüm düzenler, yarın işçinin uyanışıyla çökecektir. Tarih göstermiştir ki; emeğe ihanet eden sendikacılar bir gün kendi üyelerinin vicdanında mahkûm olur.
Gerçek Sendikacılık
Gerçek sendikacılık, masa başında susmak değil; işçinin hakkı için gerekirse masayı devirmektir. Gerçek sendikacılık, aidatla beslenmek değil; işçinin ekmeğine ekmek katmaktır. Gerçek sendikacılık, patronun yanında değil, işçinin yanında olmaktır.
Bugün kamuoyu bilmelidir: İşçinin umudu satılık değildir. Hak mücadelesi birileri için koltuk, makam, çıkar kapısı değildir. Emek; onurdur, haysiyettir. Ve bu onuru kimse çiğneyemez!
Lider Büro-Sen Genel Başkanı Fatih DEMİREL
Ekleme
Tarihi: 16 Ekim 2025 -Perşembe
İşçinin Umudu Satılık Değildir!
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
