ABB
Semih KILIÇ
Köşe Yazarı
Semih KILIÇ
 

Aday tamam, Şimdi ne olacak ?

Ve Millet İttifakı sonunda adayını açıkladı; Kemal Kılıçdaroğlu. Altılı Masa’nın tüm paydaşlarına ve ülkemize hayırlı olsun. Altılı Masa son anda Beşli Masa’ya dönüşüyordu neredeyse ama son anda yapılan karşılıklı feragatlar ve manevralarla masa şimdilik şeklini koruyor. Adayı belirleyene kadar yaşanılan gelgitli ortam düşünüldüğünde masa seçime kadar formunu korur mu orası muamma. Ancak özellikle geçen Cuma’dan Pazartesi akşama kadar yaşananlar muhalefetin her bir ferdine ders niteliğinde olmalıdır diye düşünüyorum. Zira gelinen anlaşma noktası kolay edinilmedi ve muhalefetin masada herkese ihtiyacı var.  Peki adayıyla, yardımcı adayları ile müstakbel yardımcı adaylarıyla (Yavaş ve İmamoğlu’dur kastım) Millet İttifakı şimdiden sonra ne yapmalı? Öncelikle şunu söylemekte yarar var; Kılıçdaroğlu’nun ismi beklediğimden daha fazla bir kenetlenmişlik meydana getirdi. Bu konuda Kılıçdaroğlu’nun ‘sofra’ söylemi ile birlikte masadaki paydaşlarının kendisinin arkasında gösterdikleri dirayetli duruşun da etkisi var. Enteresandır ki Akşener’in Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkışın dahi bu kenetlenmişlikte payı var. Zira özellikle CHP seçmeni Akşener’in itirazı ile daha önce kerhen evet dedikleri liderlerine daha çok sahip çıkar oldular. Diğer taraftan vurgulamak istediğim bir diğer nokta ise Yavaş ve İmamoğlu’nun bir şekilde seçim sürecine dahil olmaları ile Millet İttifakı daha güçlü bir siyasi güce erişti. 6 farklı siyasi lidere ek hali hazırda icracı bir makamda oturan Yavaş ve İmamoğlu’nun seçim sürecinde söylemleri ve eylemlerinin Millet İttifakı’na daha çok pozitif katkı yapacağını düşünüyorum. Her ne kadar Akşener’i masayı dağıtma noktasına getirme konusunda eleştirsem de bu husustaki ısrarı gerçekten takdire şayandı ve doğru bir neticeyle sonuçlandı.  Millet İttifakı’nın seçime kadar en kritik konusu muhtemelen HDP ve sol partilerle kuracağı irtibat olacaktır. İktidarın en çok zorlayacağı konu. Ancak bana kalırsa Millet İttifakı’nın önünde iktidarın da önünde olan daha önemli bir konu var; depremin yaralarının sarılması. Yaşanan büyük felaketin etkileri sadece 10 ili değil 81 ili derinden etkilerken sorunlara dair bölgeden çok fazla ses yükseliyor. Muhalefet kadro niceliği ve niteliği ile beraber topyekün yaraların sarılmasına vesile olmalıdır. Bu siyasetin getirdiği değil vatanseverliğin getirdiği gerçek bir ödevdir. Özellikle İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinin depremzede şehirlerde yapmaya çalıştıklarını yaygınlaştırmak, bölgeyi yardımı çoğaltmak bugün en elzem konudur. Sorunları yoluna koyana kadar başka bir konu konuşmak abesle iştigal etmek olacaktır.  Buna paralel Kılıçdaroğlu’nun ısrarla vurguladığı ‘sofra’ vurgusunda herkese kucak açma isteklerini yaygın hale getirip masanın politikası haline dönüştürmek de ülkenin acı günlerinde en çok ihtiyaç duyduğu konulardan biridir. Türkiye’de hali hazırda çok fazla yaralı kalp var. Herkesin farklı kişilerden farklı beklentileri var. Ancak bu beklentilere esas yanıt verebilecek tek bir otorite mevcut; devlet. Eğer muhalefet devletin mührüne talip oluyorsa yaralı yüreklerin hepsinin yarasını sarmaya gayret etmeli, kimseyi sofrasından dirseklememeli. Bunu yaparsa millet ittifakı ismine yakışır bir ittifak olduğunu ispat etmiş olur.  
Ekleme Tarihi: 08 Mart 2023 - Çarşamba

Aday tamam, Şimdi ne olacak ?

Ve Millet İttifakı sonunda adayını açıkladı; Kemal Kılıçdaroğlu. Altılı Masa’nın tüm paydaşlarına ve ülkemize hayırlı olsun. Altılı Masa son anda Beşli Masa’ya dönüşüyordu neredeyse ama son anda yapılan karşılıklı feragatlar ve manevralarla masa şimdilik şeklini koruyor. Adayı belirleyene kadar yaşanılan gelgitli ortam düşünüldüğünde masa seçime kadar formunu korur mu orası muamma. Ancak özellikle geçen Cuma’dan Pazartesi akşama kadar yaşananlar muhalefetin her bir ferdine ders niteliğinde olmalıdır diye düşünüyorum. Zira gelinen anlaşma noktası kolay edinilmedi ve muhalefetin masada herkese ihtiyacı var. 

Peki adayıyla, yardımcı adayları ile müstakbel yardımcı adaylarıyla (Yavaş ve İmamoğlu’dur kastım) Millet İttifakı şimdiden sonra ne yapmalı? Öncelikle şunu söylemekte yarar var; Kılıçdaroğlu’nun ismi beklediğimden daha fazla bir kenetlenmişlik meydana getirdi. Bu konuda Kılıçdaroğlu’nun ‘sofra’ söylemi ile birlikte masadaki paydaşlarının kendisinin arkasında gösterdikleri dirayetli duruşun da etkisi var. Enteresandır ki Akşener’in Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkışın dahi bu kenetlenmişlikte payı var. Zira özellikle CHP seçmeni Akşener’in itirazı ile daha önce kerhen evet dedikleri liderlerine daha çok sahip çıkar oldular.

Diğer taraftan vurgulamak istediğim bir diğer nokta ise Yavaş ve İmamoğlu’nun bir şekilde seçim sürecine dahil olmaları ile Millet İttifakı daha güçlü bir siyasi güce erişti. 6 farklı siyasi lidere ek hali hazırda icracı bir makamda oturan Yavaş ve İmamoğlu’nun seçim sürecinde söylemleri ve eylemlerinin Millet İttifakı’na daha çok pozitif katkı yapacağını düşünüyorum. Her ne kadar Akşener’i masayı dağıtma noktasına getirme konusunda eleştirsem de bu husustaki ısrarı gerçekten takdire şayandı ve doğru bir neticeyle sonuçlandı. 

Millet İttifakı’nın seçime kadar en kritik konusu muhtemelen HDP ve sol partilerle kuracağı irtibat olacaktır. İktidarın en çok zorlayacağı konu. Ancak bana kalırsa Millet İttifakı’nın önünde iktidarın da önünde olan daha önemli bir konu var; depremin yaralarının sarılması. Yaşanan büyük felaketin etkileri sadece 10 ili değil 81 ili derinden etkilerken sorunlara dair bölgeden çok fazla ses yükseliyor. Muhalefet kadro niceliği ve niteliği ile beraber topyekün yaraların sarılmasına vesile olmalıdır. Bu siyasetin getirdiği değil vatanseverliğin getirdiği gerçek bir ödevdir. Özellikle İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinin depremzede şehirlerde yapmaya çalıştıklarını yaygınlaştırmak, bölgeyi yardımı çoğaltmak bugün en elzem konudur. Sorunları yoluna koyana kadar başka bir konu konuşmak abesle iştigal etmek olacaktır. 

Buna paralel Kılıçdaroğlu’nun ısrarla vurguladığı ‘sofra’ vurgusunda herkese kucak açma isteklerini yaygın hale getirip masanın politikası haline dönüştürmek de ülkenin acı günlerinde en çok ihtiyaç duyduğu konulardan biridir. Türkiye’de hali hazırda çok fazla yaralı kalp var. Herkesin farklı kişilerden farklı beklentileri var. Ancak bu beklentilere esas yanıt verebilecek tek bir otorite mevcut; devlet. Eğer muhalefet devletin mührüne talip oluyorsa yaralı yüreklerin hepsinin yarasını sarmaya gayret etmeli, kimseyi sofrasından dirseklememeli. Bunu yaparsa millet ittifakı ismine yakışır bir ittifak olduğunu ispat etmiş olur.  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tarafsizhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.