ABB
Semih KILIÇ
Köşe Yazarı
Semih KILIÇ
 

BIÇAK SIRTI

Muhalif kesim Altılı Masa paydaşlarından seçim için adaylarının açıklanmasını, seçim süreci için iktidarı kazanmayı hedefleyen hamleleri beklerken muhalefetten sürekli anlaşmazlık, uyumsuzluk haberleri gelmeye devam ediyor. Altılı masanın her hamlesi, her cümlesi sansasyona dolayısıyla fırsat kollayan iktidarın da bu sansasyonları köpürtmesine neden oluyor. Geçtiğimiz 2 haftada öyle bir duruma gelindi ki, özellikle CHP ve İyi Parti’nin ittifak etmeyeceğine dair söylemler çokça konuşulur oldu. Peki, gerçekte ne oluyor? Altılı Masa İyi Parti ve CHP anlaşmazlığı ekseninde dağılıyor mu dağılmıyorsa bu konuşulanlar, açıktan söylenmeden homurdanmalar neden kaynaklanıyor? Altılı Masa’nın Türkiye’nin en önemli seçimi öncesinde bu kadar siyasi anlaşmazlığa şansı var mı? Konuşulanlara bu sorular ekseninde bakmaya çalışalım. Bir kere Altılı Masa’yı 3 eksende okumak gerekiyor; CHP’nin Atatürk milliyetçiliği, İyi Parti’nin Türk-Anadolu milliyetçiliği ve Deva, Gelecek Saadet’in muhafazakârlığı. Aynı cümlede bile yer aldığında absürt duran bu eksenler organik olarak olmasa da çok ince pamuk iplikleri ile bir şekilde birbiri ile bağ kurabiliyor. Esasında Türkiye’nin yakın siyasi tarihinde de defalarca gördüğümüz merkez sağ ya da sol-milliyetçi koalisyonları da mevcut olduğundan bu siyasi yelpazenin biraraya gelmesi bir şekilde mümkün olabiliyor. Yine de bu kadar geniş bir yelpazenin aynı söylemler üzerine konuşmaya çalışsalar da ayrı telden çalmaları da çok anormal karşılanamaz. Kaldı ki, her siyasi partinin ayrı ajanda ile konuştuğuna da şahit olabiliyoruz. Burada özellikle CHP ve İyi Parti’den çıkan söylemler çoğu zaman gündem belirleme niteliği taşıyabiliyor. Örneğin yakın zamanda CHP’nin eskilerinden Gürsel Tekin’in parti sözcüsü gibi çıkıp ‘HDP’ye bakanlık verilebilir’ demesi enteresan bir biçimde HDP-İyi Parti gerginliği başlattı. Özellikle İyi Parti tarafında Yavuz Ağıralioğlu’nun yaptığı çıkış CHP’ye yönelikti ancak HDP tarafından sert tepki gördü. Bir kere şunun altını çizmekte yarar var; CHP hep hizipçi bir partiydi. Yani, partinin içinde çeşitli siyasi ajandaları olan, genel merkezden ayrı konuşan mutlaka birileri vardı. Kemal Kılıçdaroğlu da bir dönem bir hizbin temsilcisiydi. Yakın zamanda Muharrem İnce partinin vitrini iken ayrı bir hizbin temsilcisi olarak ayrılıp gitti. Yani bu noktadan bakarsak Gürsel Tekin’in sözlerini partiye mâl etmek doğru olmayacaktır. Keza Kemal Kılıçdaroğlu Gürsel Tekin’in sözlerinin partiye ait olmadığını, kişisel düşünce olduğunu vurguladı. Bu nedenle Gürsel Tekin başka bir siyasi çizgi peşinde olabilir. Diğer tarafta ise İyi Parti’nin de parti disiplini bugüne kadar zayıf bir görüntü verdi. Bu da şöyle açıklanabilir; CHP gibi farklı görüşleri farklı hizbe ait değildi ancak parti genel merkezi bu farklı görüşleri CHP gibi bastırmadı da farklı olarak bu görüşleri sahiplenmedi de. Ümit Özdağ’ın partiden ayrılışı bunun için bir istisna niteliği taşır. Buna dayanarak da HDP’ye bakanlık konusu üzerinden çıkan HDP kavgası ya da CHP ile ittifak değiliz söylemlerini de partinin resmi görüşü olarak nitelendirmek doğru olmayacaktır. Partinin resmi görüşü konusunda CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’na, İyi Parti’de Meral Akşener’e bakmak yeterli olacaktır. İşin özü, yakın zamanda çıkarılan tartışmaların özellikle iktidar tarafından bulunmaz nimet niteliğinde sansasyonlar olduğunu düşünüyorum. O nedenle muhalefette çatlak izlenimi oluşturan bütün tartışmaları iyi niyetten uzak buluyorum. Buna bir gazeteci tarafından ortaya atılan Ankara BB tarafından İyi Parti’ye ihale kıyağı yapıldığı sansasyonunu da dahil ediyorum. AK Parti iktidarının mevcut görüntüde en azından bir 10 puana ihtiyacı var. Seçimi kazanmak için olmasa da tartışmasız bir zafer için ihtiyacı var bu 10 puana. O yüzden İyi Parti-CHP ayrışması ya da HDP’den geleccek puanlar gibi bir çok konuda iktidarın kendine yarar sağlama imkanı var. Muhalefetin bu kavgaları vermek yerine gündemi daha ciddi konulara yöneltmesi ülkenin refahı için çaba verdiğinin samimiyetini ortaya koyması gerekiyor. Ancak bununla bıçak sırtını lehine çevirebilir.      
Ekleme Tarihi: 12 Eylül 2022 - Pazartesi

BIÇAK SIRTI

Muhalif kesim Altılı Masa paydaşlarından seçim için adaylarının açıklanmasını, seçim süreci için iktidarı kazanmayı hedefleyen hamleleri beklerken muhalefetten sürekli anlaşmazlık, uyumsuzluk haberleri gelmeye devam ediyor. Altılı masanın her hamlesi, her cümlesi sansasyona dolayısıyla fırsat kollayan iktidarın da bu sansasyonları köpürtmesine neden oluyor. Geçtiğimiz 2 haftada öyle bir duruma gelindi ki, özellikle CHP ve İyi Parti’nin ittifak etmeyeceğine dair söylemler çokça konuşulur oldu. Peki, gerçekte ne oluyor? Altılı Masa İyi Parti ve CHP anlaşmazlığı ekseninde dağılıyor mu dağılmıyorsa bu konuşulanlar, açıktan söylenmeden homurdanmalar neden kaynaklanıyor? Altılı Masa’nın Türkiye’nin en önemli seçimi öncesinde bu kadar siyasi anlaşmazlığa şansı var mı? Konuşulanlara bu sorular ekseninde bakmaya çalışalım.

Bir kere Altılı Masa’yı 3 eksende okumak gerekiyor; CHP’nin Atatürk milliyetçiliği, İyi Parti’nin Türk-Anadolu milliyetçiliği ve Deva, Gelecek Saadet’in muhafazakârlığı. Aynı cümlede bile yer aldığında absürt duran bu eksenler organik olarak olmasa da çok ince pamuk iplikleri ile bir şekilde birbiri ile bağ kurabiliyor. Esasında Türkiye’nin yakın siyasi tarihinde de defalarca gördüğümüz merkez sağ ya da sol-milliyetçi koalisyonları da mevcut olduğundan bu siyasi yelpazenin biraraya gelmesi bir şekilde mümkün olabiliyor. Yine de bu kadar geniş bir yelpazenin aynı söylemler üzerine konuşmaya çalışsalar da ayrı telden çalmaları da çok anormal karşılanamaz. Kaldı ki, her siyasi partinin ayrı ajanda ile konuştuğuna da şahit olabiliyoruz. Burada özellikle CHP ve İyi Parti’den çıkan söylemler çoğu zaman gündem belirleme niteliği taşıyabiliyor. Örneğin yakın zamanda CHP’nin eskilerinden Gürsel Tekin’in parti sözcüsü gibi çıkıp ‘HDP’ye bakanlık verilebilir’ demesi enteresan bir biçimde HDP-İyi Parti gerginliği başlattı. Özellikle İyi Parti tarafında Yavuz Ağıralioğlu’nun yaptığı çıkış CHP’ye yönelikti ancak HDP tarafından sert tepki gördü.

Bir kere şunun altını çizmekte yarar var; CHP hep hizipçi bir partiydi. Yani, partinin içinde çeşitli siyasi ajandaları olan, genel merkezden ayrı konuşan mutlaka birileri vardı. Kemal Kılıçdaroğlu da bir dönem bir hizbin temsilcisiydi. Yakın zamanda Muharrem İnce partinin vitrini iken ayrı bir hizbin temsilcisi olarak ayrılıp gitti. Yani bu noktadan bakarsak Gürsel Tekin’in sözlerini partiye mâl etmek doğru olmayacaktır. Keza Kemal Kılıçdaroğlu Gürsel Tekin’in sözlerinin partiye ait olmadığını, kişisel düşünce olduğunu vurguladı. Bu nedenle Gürsel Tekin başka bir siyasi çizgi peşinde olabilir. Diğer tarafta ise İyi Parti’nin de parti disiplini bugüne kadar zayıf bir görüntü verdi. Bu da şöyle açıklanabilir; CHP gibi farklı görüşleri farklı hizbe ait değildi ancak parti genel merkezi bu farklı görüşleri CHP gibi bastırmadı da farklı olarak bu görüşleri sahiplenmedi de. Ümit Özdağ’ın partiden ayrılışı bunun için bir istisna niteliği taşır. Buna dayanarak da HDP’ye bakanlık konusu üzerinden çıkan HDP kavgası ya da CHP ile ittifak değiliz söylemlerini de partinin resmi görüşü olarak nitelendirmek doğru olmayacaktır. Partinin resmi görüşü konusunda CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’na, İyi Parti’de Meral Akşener’e bakmak yeterli olacaktır.

İşin özü, yakın zamanda çıkarılan tartışmaların özellikle iktidar tarafından bulunmaz nimet niteliğinde sansasyonlar olduğunu düşünüyorum. O nedenle muhalefette çatlak izlenimi oluşturan bütün tartışmaları iyi niyetten uzak buluyorum. Buna bir gazeteci tarafından ortaya atılan Ankara BB tarafından İyi Parti’ye ihale kıyağı yapıldığı sansasyonunu da dahil ediyorum. AK Parti iktidarının mevcut görüntüde en azından bir 10 puana ihtiyacı var. Seçimi kazanmak için olmasa da tartışmasız bir zafer için ihtiyacı var bu 10 puana. O yüzden İyi Parti-CHP ayrışması ya da HDP’den geleccek puanlar gibi bir çok konuda iktidarın kendine yarar sağlama imkanı var. Muhalefetin bu kavgaları vermek yerine gündemi daha ciddi konulara yöneltmesi ülkenin refahı için çaba verdiğinin samimiyetini ortaya koyması gerekiyor. Ancak bununla bıçak sırtını lehine çevirebilir.      

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tarafsizhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.