ABB
Semih KILIÇ
Köşe Yazarı
Semih KILIÇ
 

ERDOĞAN’IN GÖMLEĞİ, İMAMOĞLU’NUN CEKETİ

İlk yazımda Türk siyasetindeki kıyafet metaforu konusunda kaseti biraz geriye sarmış ve Demirel’n iktidar şapkası ile Erdoğan’ın değişim gömleği arasında bir bağ kurmuştum. Bu yazıda ise ülke siyasetinin geleceğinde yer alması beklenen İmamoğlu’nun ‘gençliğine’ vurgu yapan ceketinin üzerinden bir siyaset okuması yapmaya çalışacağım. Ceket deyince Türk siyasetinde belki akla önce Erdoğan’ın kareli spor ceketleri gelebilir ancak burada esas temas noktası metafor unsurunun siyasetçinin siyaset tarzında belirli bir noktaya vurgu yapması. Bu nedenle Erdoğan bir ‘gömlek değişimi’ vurgusuyla gündeme gelmişti ve bugün kimilerine göre Erdoğan’ın gömleği değiştirdiği zamandaki siyaset tarzına dönmesi gerekiyor. Kimilerine göreyse o nokta çoktan aşıldı ve dolayısıyla bu kimileri Erdoğan’ın siyaseti yeni kurguladığı yerde pozisyon alıp onun yerine selef seçme işine girişiyorlar. Burada en kuvvetli zikredilen isimlerden biri ise malum olduğu üzere İmamoğlu. Ve benim kanaatime göre İmamoğlu’nu Erdoğan’dan ayıran nokta siyaset yapma şekli değil sadece kullandığı kıyafet metaforu. Yani bu kadar farklı camialardan gelmelerine rağmen bu iki ismi aynı konumda görmek biraz saçma değil mi diye düşünüyorsanız, sebeplerimi açıklayayım. Ve bu açıkladığım sebeplerle birlikte bir önceki yazımda geleceğini belirsiz bıraktığım Türkiye siyasetinde ‘demokratik ilkelerle’ bir siyaset ortamının imkanını da değerlendirmiş olayım. Önce İmamoğlu’nun Erdoğan’dan ayrıştığı yere temas edelim. Yakın zaman olduğu için çoğumuz hatırlayacaktır, İmamoğlu İstanbul için yeniden seçim kararı alındığında ‘Yolumuz uzun, heyecanımız yüksek, gençliğimiz var. Biz adalete susamış, demokrasiye inancı tam, Türk gençliğiyiz. Ve de asla vazgeçmeyeceğiz!’ cümlesini kurmadan hemen önce ceketini çıkarmış ve beyaz gömleğinin kollarını sıvamıştı. Bu tavrınsiyasi bir pr çalışması olup olmadığını bilmemekle birlikte böyle bir çalışması yapılmışsa da başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Çıkarttığı ceketle gençliğine ve arkasındaki genç nesle vurgu yapan İmamoğlu’nun metaforunda yer sahibi olan en önemli vurgu demokrasi ve adalet üzerineydi. Evet, 20 yıl sonra geldiğimiz nokta iktidar karşısında ezilen bir kesimin demokrasiye vurgu yapması yani 20 yıl öncekiyle aynı. Dolayısıyla söz konusu ceket metaforunda dahi İmamoğlu ile Erdoğan’ın vurguları aynı. Peki başka nerede aynılar? İmamoğlu kimilerine göre Erdoğan’a selef olarak görüldüğü günden beri iktidarı muhalefeti tüm kesimlerin neredeyse gözünü ayırmadan takip ettiği bir isim. Dolayısıyla her hareketi, her hamlesi Erdoğan’la kıyaslanıyor. Burada birçok benzerlik sıralamak yerine son yaşanan olaylar üzerinden benzerliklerine vurgu yapabilirim. Hali hazırda Karadenizliliği, halkla kurduğu sokak dili bağı hatta ve hatta din üzerinden klasik CHP’li figüründen uzaklaşan tarzıyla dahi bir çok yönden Erdoğan’ın bir simetrisi olarak görülebilir İmamoğlu. Bunlar bir tarafa son Karadeniz gezisinin açtığı tartışmalar karşısında İmamoğlu’nun verdiği tepkiler dahi klasik bir merkez sağ liderine daha doğrusu Erdoğan’a çok ciddi benzerlik taşıyor. AK Parti emeklisi gazetecileri gezi otobüsüne almasıyla eleştirilen İmamoğlu gelen tepkileri çok umursamadığını ifade etmek için ‘Vız gelir, tırıs gider’ dedi. Açıkçası bu konudaki eleştiriler ilk gündeme geldiğinde çıkar, bambaşka bir konuya temas eder muhaliflerin gönlünü alır mutlaka diye düşünüyordum ama İmamoğlu gelecekteki siyasetinden esintiler sunacak şekilde terse düşürdü beni. Bu konuda kendisine yönelen tepkiler haklı mıydı ya da İmamoğlu bu kadar eleştirilmeyi hak ediyor mu sorusunu başka bir yazıya bırakarak bu yazının konusunu bağlamaya çalışayım. Hani geçen yazıda değindiğim Cemil Çiçek’in vurguladığı temiz üslup için demokratik tövbe ihtiyacı vardı ya. İşte kimileri için bu umut İmamoğlu veya muhalefetin Erdoğan’ın karşısına çıkaracağı adayda saklıydı. Ancak İmamoğlu bu tarz konularda Erdoğan’dan çok da farklı olmayacağını gösterdi herkese. Kendisi değişir mi yoksa muhalefetin adayı bambaşka biri olur ve bu konuda muhaliflerin dediğini mi benimser onu bilemeyiz. Ancak İmamoğlu’nun ceketi daha çok konuşulur, orası kesin.  
Ekleme Tarihi: 20 Mayıs 2022 - Cuma

ERDOĞAN’IN GÖMLEĞİ, İMAMOĞLU’NUN CEKETİ

İlk yazımda Türk siyasetindeki kıyafet metaforu konusunda kaseti biraz geriye sarmış ve Demirel’n iktidar şapkası ile Erdoğan’ın değişim gömleği arasında bir bağ kurmuştum. Bu yazıda ise ülke siyasetinin geleceğinde yer alması beklenen İmamoğlu’nun ‘gençliğine’ vurgu yapan ceketinin üzerinden bir siyaset okuması yapmaya çalışacağım.

Ceket deyince Türk siyasetinde belki akla önce Erdoğan’ın kareli spor ceketleri gelebilir ancak burada esas temas noktası metafor unsurunun siyasetçinin siyaset tarzında belirli bir noktaya vurgu yapması. Bu nedenle Erdoğan bir ‘gömlek değişimi’ vurgusuyla gündeme gelmişti ve bugün kimilerine göre Erdoğan’ın gömleği değiştirdiği zamandaki siyaset tarzına dönmesi gerekiyor. Kimilerine göreyse o nokta çoktan aşıldı ve dolayısıyla bu kimileri Erdoğan’ın siyaseti yeni kurguladığı yerde pozisyon alıp onun yerine selef seçme işine girişiyorlar. Burada en kuvvetli zikredilen isimlerden biri ise malum olduğu üzere İmamoğlu. Ve benim kanaatime göre İmamoğlu’nu Erdoğan’dan ayıran nokta siyaset yapma şekli değil sadece kullandığı kıyafet metaforu. Yani bu kadar farklı camialardan gelmelerine rağmen bu iki ismi aynı konumda görmek biraz saçma değil mi diye düşünüyorsanız, sebeplerimi açıklayayım. Ve bu açıkladığım sebeplerle birlikte bir önceki yazımda geleceğini belirsiz bıraktığım Türkiye siyasetinde ‘demokratik ilkelerle’ bir siyaset ortamının imkanını da değerlendirmiş olayım.

Önce İmamoğlu’nun Erdoğan’dan ayrıştığı yere temas edelim. Yakın zaman olduğu için çoğumuz hatırlayacaktır, İmamoğlu İstanbul için yeniden seçim kararı alındığında ‘Yolumuz uzun, heyecanımız yüksek, gençliğimiz var. Biz adalete susamış, demokrasiye inancı tam, Türk gençliğiyiz. Ve de asla vazgeçmeyeceğiz!’ cümlesini kurmadan hemen önce ceketini çıkarmış ve beyaz gömleğinin kollarını sıvamıştı. Bu tavrınsiyasi bir pr çalışması olup olmadığını bilmemekle birlikte böyle bir çalışması yapılmışsa da başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Çıkarttığı ceketle gençliğine ve arkasındaki genç nesle vurgu yapan İmamoğlu’nun metaforunda yer sahibi olan en önemli vurgu demokrasi ve adalet üzerineydi. Evet, 20 yıl sonra geldiğimiz nokta iktidar karşısında ezilen bir kesimin demokrasiye vurgu yapması yani 20 yıl öncekiyle aynı. Dolayısıyla söz konusu ceket metaforunda dahi İmamoğlu ile Erdoğan’ın vurguları aynı. Peki başka nerede aynılar?

İmamoğlu kimilerine göre Erdoğan’a selef olarak görüldüğü günden beri iktidarı muhalefeti tüm kesimlerin neredeyse gözünü ayırmadan takip ettiği bir isim. Dolayısıyla her hareketi, her hamlesi Erdoğan’la kıyaslanıyor. Burada birçok benzerlik sıralamak yerine son yaşanan olaylar üzerinden benzerliklerine vurgu yapabilirim. Hali hazırda Karadenizliliği, halkla kurduğu sokak dili bağı hatta ve hatta din üzerinden klasik CHP’li figüründen uzaklaşan tarzıyla dahi bir çok yönden Erdoğan’ın bir simetrisi olarak görülebilir İmamoğlu. Bunlar bir tarafa son Karadeniz gezisinin açtığı tartışmalar karşısında İmamoğlu’nun verdiği tepkiler dahi klasik bir merkez sağ liderine daha doğrusu Erdoğan’a çok ciddi benzerlik taşıyor. AK Parti emeklisi gazetecileri gezi otobüsüne almasıyla eleştirilen İmamoğlu gelen tepkileri çok umursamadığını ifade etmek için ‘Vız gelir, tırıs gider’ dedi. Açıkçası bu konudaki eleştiriler ilk gündeme geldiğinde çıkar, bambaşka bir konuya temas eder muhaliflerin gönlünü alır mutlaka diye düşünüyordum ama İmamoğlu gelecekteki siyasetinden esintiler sunacak şekilde terse düşürdü beni.

Bu konuda kendisine yönelen tepkiler haklı mıydı ya da İmamoğlu bu kadar eleştirilmeyi hak ediyor mu sorusunu başka bir yazıya bırakarak bu yazının konusunu bağlamaya çalışayım. Hani geçen yazıda değindiğim Cemil Çiçek’in vurguladığı temiz üslup için demokratik tövbe ihtiyacı vardı ya. İşte kimileri için bu umut İmamoğlu veya muhalefetin Erdoğan’ın karşısına çıkaracağı adayda saklıydı. Ancak İmamoğlu bu tarz konularda Erdoğan’dan çok da farklı olmayacağını gösterdi herkese. Kendisi değişir mi yoksa muhalefetin adayı bambaşka biri olur ve bu konuda muhaliflerin dediğini mi benimser onu bilemeyiz. Ancak İmamoğlu’nun ceketi daha çok konuşulur, orası kesin.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tarafsizhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.